UZLAŞMAK
Düşünce tembelliğinden kaynaklı toplumsal bir hastalığa yakalanmış gibiyiz.
Enerji emmekte üzerine olmayan içi geçmiş yarış sever profili karşımızda..
Kendisine yapılan her türlü olumsuzluğa, haksızlığa ses çıkarmayan, kaderine razı bir görüntü içinde yarış sever.
Bu işin yakın takipçisi yorumcu ve yazarlar sürekli yazmalarına rağmen, yarış sever “ses çıkarmamak” eylemini yaşam tarzı haline getirmiş. Bu büyük sabır gerektiren bir davranıştır.
Duyup, duymamazlıktan gelme, bilip bilmemezlikten gelme. Nedense yarış sever, başına olması gerekenden çok daha fazla gelen haksızlıklara, genelde kendisine lanet etmekle geçiştiriyor..
Yarış severe şunu anlatamadık gitti. Konuşurken bir şey söylemeyebilirsiniz, fakat susarken değil..
Belki de TJK nın en büyük başarısı burada. Yıllarca yapılan bin bir türlü olumsuzluğu, yapılan şikayetleri dikkate bile almayan, cevap verme tenezzülünde bile bulunmayan sistem geliştirmiş; konuşmadan iletişim kurabileceğine inanan insanların tercih edeceği bir davranış kalıbı oluşturmuş. Olayları yalnızca izliyor olmanın rahatlığını tercih etmek, yerli dizilerin temel senaryo motorunu oluşturuyor. Basit bir şeyi vaktinde söylemezler, mesele dallanıp budaklanır, işler işin içinden çıkılmaz bir hal alır. Halbuki zamanında gereken tepkiyi verse iş bu kadar büyümeyecek, anlatılacak ve şikayet edilecek kategorisine girmemiş olacak, dopdolu bir boşluk oluşmayacak. Yılın ilk karı yağdığında bunun keyfini çıkarmak yerine, dışarı şemsiye ile çıkan kişiler gibi..
Şöyle bitirelim, “hamama gider kurna beğenmez, düğüne gider zurna beğenmez”, ama gider…
Saygılarımla
Derya KONUK deryakonuk@hotmail.com