88. Gazi Koşusu'nda Fiyasko
88. Gazi Koşusu'nu da geride bıraktık...
Akıllarda kalan veya akıllarda kalması sağlanan tek konu da, BLAZE TO WIN'le mükemmel bir şekilde kazanan jokey Halis Karataş'ın; birinciliğini geçtiğimiz aylarda vefat eden eşine ithaf etmesiydi...
Elbette yarışçılık medyası bu koşunun olumsuz yanlarını dile getirmekten imtina edecek, ancak benim görüşlerim özgür ve bağımsız olduğu için, izlenimlerimi objektif bir şekilde dile getirebilirim...
Sonda söyleyeceğimi başta söylemem gerekirse; yarışçılık tarihinin belkide en rezil Gazi Koşusu'nu izledik.
Öyle ki, neresinden bakarsanız bakın; elinizde kalacak çürüklükte işler gerçekleşti...
Yayıncılık anlamında; sabahtan akşama kadar ürün satan veya sadece müzik çalıp, alt bantta da insanların göndermiş olduğu sms'lerin olduğu tv kanallarından bile daha amatör olduğu aşikar.
TJK'da işe göre adam değil de, adama göre iş politikası son sürat devam ettiği için yayıncılık anlamında çağın çok gerisinde kalmaya devam etmesi; sadece dışarıdan izleyen kitlede olumsuz intiba bırakmıyor, bizleri de olumsuz etkiliyor...
Örneğin; Gazi Koşusu'nun son 300 metresinde, yani artık izleyenlerin bile nefes aldıklarını unuttuğu bir anda, kamera görüntüsünün yakın çekime geçmesi; izleyenleri soğuk bir duş etkisine sokmuştur.
Zira bir yarışı tribünden geniş bir açıyla izlediğinizi düşünün, bazı atlara odaklanmışken; bir anda kendinizi o atların hemen dibinde düşünün.
Atlar yanınızdan birkaç saniye içerisinde uzaklaşır ve ne olduğunu dahil anlayamazsınız...
İşte bu yılki Gazi Koşusunun son 300 metresinde yakın çekime geçilmesi; takip ettiğiniz atların kaçmasına ve 100 metre boyunca kimin ne yaptığını görememenize neden olduğu için, tüm heyecanınızı kaybetmenize ve hevesinizin de kursağınızda kalmasına neden olmuştur...
Dolayısıyla kim bunu akıl ettiyse, bence aklıyla bir sorunu olmalı!
Yarışın kalitesine baktığımızda; tarihinde görülmemiş derecede düşüklük olduğunu görebilmek aşikar.
Zira normal çim pistte 2.35 gibi çok çok kötü bir dereceyle yarış bitmiştir. Yani bu koşuda BOLD PILOT olsaymış ve kazandığı yarıştaki temposuyla gitseymiş; koşuyu 45 boy farkla kazanırmış!
4 buçuk boy demiyorum, 45 boy fark diyorum!
Yarışın ilk 800 metresinin de 55 saniyeyle geçmesi; hem antrenörlerin, hem de jokeylerin de kalitesizliğini gösterir!
Zira antrenörler böyle bir gidiş hattını tahmin edememiştir. Jokeyler de insiyatif kullanamayıp; direktifleri yerine getirmiştir!
Neticesinde de 1. ile 12. arasında 1. saniyelik bir farkın olduğu; eşi benzeri olmamış derecede kötü bir Gazi Koşusunu izlemiş olduk...